1.AVRUPA
a.Euro Bölgesi
Avrupa’nın ortak para birimi kullanan ülkeleri için işler 2016’nın başından bu yana çok iyi gitmiyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarihinin en geniş para politikasını uyguluyor olmasına rağmen, ekonomik aktivite istenen hızda çalışmıyor gibi görünüyor. Ayrıca global konjonktür de Euro Bölgesi ekonomisine yardımcı olmaktan uzak kalırken, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılabilecek olması, kıtanın finansal şartlarına ilişkin risklerin artmasına yol açıyor. Banka borç verme faizini sıfıra çekerken, mevduat faizini de negatif yapmıştır.
b. İngiltere
23 Haziran’a kadar İngiltere’nin Avrupa Birliği’nin (AB) bir parçası olarak kalıp kalmayacağı, konuyu manşetlerde tutmayı sürdürecek. Son anketler 23 Haziran’da yapılacak referandum öncesinde AB’de kalma ayrılma taraftarlarının neredeyse ikiye bölündüğüne işaret ediyor. Sonucu “şimdilik kararsız” olanların tercihi belirleyecek gibi görünüyor. Nisan ayı içerisinde yapılan bir ankete göre AB üyesi olarak kalmak isteyenler yüzde 40, ayrılmak isteyenler ise yüzde 40’ın üzerinde. Yüzde 16 civarında da henüz karar vermeyen bir kesim var.
2.ABD
Aralık ayında 9 yıl aradan sonra ilk kez faiz artırımına giden FED’in, bir sonraki artırım hamlesinin ne zaman geleceği yatırımcıların cevabını en çok merak ettiği sorular arasında. 27 Nisan’da tamamlanan toplantısından sonra FOMC, beklendiği gibi yüzde 0.50 seviyesinde olan politika faiz oranını değiştirmedi. ABD’de tüketici fiyat endeksi yüzde 1.5 civarında olacak. Yani yatırımcılar enflasyonun kısa süre içerisinde, FED’in beklediği yüzde 2 seviyesine yükselmesini beklemiyorlar. Bu da FED’in ilerleyen aylarda faizleri arttırmak için çok aceleci olmayacağı yönünde bir ipucu olabilir.
1.AVRUPA
a.Euro Bölgesi
Avrupa’nın ortak para birimi kullanan ülkeleri için işler 2016’nın başından bu yana çok iyi gitmiyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarihinin en geniş para politikasını uyguluyor olmasına rağmen, ekonomik aktivite istenen hızda çalışmıyor gibi görünüyor. Ayrıca global konjonktür de Euro Bölgesi ekonomisine yardımcı olmaktan uzak kalırken, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılabilecek olması, kıtanın finansal şartlarına ilişkin risklerin artmasına yol açıyor. Banka borç verme faizini sıfıra çekerken, mevduat faizini de negatif yapmıştır.
b. İngiltere
23 Haziran’a kadar İngiltere’nin Avrupa Birliği’nin (AB) bir parçası olarak kalıp kalmayacağı, konuyu manşetlerde tutmayı sürdürecek. Son anketler 23 Haziran’da yapılacak referandum öncesinde AB’de kalma ayrılma taraftarlarının neredeyse ikiye bölündüğüne işaret ediyor. Sonucu “şimdilik kararsız” olanların tercihi belirleyecek gibi görünüyor. Nisan ayı içerisinde yapılan bir ankete göre AB üyesi olarak kalmak isteyenler yüzde 40, ayrılmak isteyenler ise yüzde 40’ın üzerinde. Yüzde 16 civarında da henüz karar vermeyen bir kesim var.
2.ABD
Aralık ayında 9 yıl aradan sonra ilk kez faiz artırımına giden FED’in, bir sonraki artırım hamlesinin ne zaman geleceği yatırımcıların cevabını en çok merak ettiği sorular arasında. 27 Nisan’da tamamlanan toplantısından sonra FOMC, beklendiği gibi yüzde 0.50 seviyesinde olan politika faiz oranını değiştirmedi. ABD’de tüketici fiyat endeksi yüzde 1.5 civarında olacak. Yani yatırımcılar enflasyonun kısa süre içerisinde, FED’in beklediği yüzde 2 seviyesine yükselmesini beklemiyorlar. Bu da FED’in ilerleyen aylarda faizleri arttırmak için çok aceleci olmayacağı yönünde bir ipucu olabilir.