Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. KAYNAK VAR, VİZYON YOK

KAYNAK VAR, VİZYON YOK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün memleketimizin sosyal yapısına, kurumlarına, STK’larına ve iş dünyasına baktığımda bu sözün anlamı daha da derinleşiyor. Çünkü dert dolu bir toplumuz; fakat dertleri çözmesi gereken yapılar fermanı yanlış yerde, yanlış insanlarda arıyor.

Her geçen gün zayıflayan insan yapımız, özgüvenini kaybetmiş gençliğimiz ve vizyon geliştirmeyi başaramayan kurumlarımız nedeniyle ilerlememiz gerektiği yerde ilerleyemiyoruz. Sorun çok; fakat sorunları çözmesi gereken mekanizmalar, sorun üretmekten başka bir şey yapmıyor.

Bir memleketin yapısını anlamak için bazı şehirler ayna görevi görür.

Kastamonu tam böyle bir şehir:

Türkiye’nin en yaşlı 2. ili,

Yoksullukla anılan iller arasında,

Genç nüfus sürekli göç ediyor, üretim gücü kan kaybediyor.

Fakat aynı Kastamonu’nun 2025 yılı banka mevduatı tam 76 milyar TL.

Bu nasıl bir çarpıklıktır?

Bir yanda yaşlanan, yoksullaşan, üretimi azalan bir şehir…

Diğer yanda biriktirilmiş muazzam bir para…

Fakat bu para yatırıma dönüşmüyor.

Girişimi büyütmüyor.

İstihdam oluşturmuyor.

Birikiyor ama değer üretmiyor.

İşte mesele tam burada başlıyor:

Sorunumuz kaynak değil, kaynağı değerlendirecek vizyonun yokluğu.

Bu toplumun yıllardır çözemediği bir mesele var:

Birbirimize referans olmayı bilmiyoruz.

Birbirini taşımayı, desteklemeyi, omuz vermeyi beceremeyen bir yapıda gelişim beklemek kuru bir hayal.

STK’lardan iş dünyasına kadar birçok kurumda aynı döngü sürüyor:

Saatlerce konuşulan, çay ve yemek eşliğinde yapılan, sonuç üretmeyen toplantılar… Oysa sahaya inmeden gerçekler görülemez.

Sahanın tozunu yutmadan vizyon kurulamaz. Toplantılar çoğu yerde değerlendirme değil, “hatır muhabbeti” işlevi görüyor.

Toplantılar çoğu zaman:

  • teorik,
  • geçmiş odaklı,
  • uygulamadan kopuk,
  • sonuç üretmeyen,
  • sosyalleşme temelli,
  • yemek ve temsili ziyaretler etrafında şekillenen, ritüeller dışında bir anlam taşımamaktadır.

Oysa memleket sorunlarını çözmek için masa değil, saha gerekir.

Eksiklerimizi görmek için konuşmak değil, dolaşmak gerekir.

Bu memleketin gençleri, yönlendirecek ve ilham verecek rol modeller arıyor.

Ama karşılarında çoğu zaman yalnızca günü kurtarmaya çalışan, sorumluluk almaktan kaçınan yapılar buluyorlar. Bu nedenle aidiyetleri zayıflıyor, memleketle bağları kopuyor.

Bugünün toplumsal düzeni bir başka gerçeği daha yüzümüze vuruyor:

Herkesin işlevsiz abi olduğu bir yerde, işlevsel bir abi olacağı günü iple çekiyoruz. Gençler yönlendirilmek istiyor, destek görmek istiyor, önleri açılmak istiyor. Ama onları gerçekten taşıyacak, eğitecek, cesaretlendirecek “abi” figürü yok denecek kadar az. Kurumlarda da, STK’larda da, iş dünyasında da durum farklı değil.

Memleketi taşıması gerekenler birbirini taşıyamazken, gençlerin geleceğini kim nasıl taşıyacak?

Bugün Kastamonu’da biriken 76 milyar TL bize şunu söylüyor:

Bu kaynak ya şehri büyütecek ya da şehir yaşlanmaya ve yoksullaşmaya devam edecek. Değişim masa başında değil, sahada olur. Cesaretle, niyetle, samimiyetle olur. Bu memleketin gerçek potansiyeli; kendine değil, memleketine çalışan kurumlar ve insanlar ortaya çıktığında görünür.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!