Merkez üssü Kahramanmaraş’ta meydana gelen, 11 ili etkisi altına alan ve on binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz depremde, adeta 85 milyon kişi ağır yaralandık.
Dünya sismoloji tarihinde 10 saat içinde 7.4 ve 7.7 şiddetinde yaşanmış 2 deprem görülmediği gibi; 550 kilometrelik alanda 11 il ve 70’in üzerinde ilçeyi etkisi altına alan büyük bir afeti yaşadık. Doğrudan 13 buçuk milyon insanı etkileyen deprem sonrası yardım için milletçe seferber olduk. Bin yıldır Anadolu kokan bu topraklarda yaralar nasıl sarılmışsa; Devlet-Millet el-ele bu yarayı da saracak ve üstesinden geleceğiz inşallah.
Yıllardır konuşulan büyük İstanbul depremi gündem olmaya devam ederken, 1 milyon 160 bin konut ve 4,5 milyona yakın dairenin bulunduğu İstanbul’da 800 bin civarındaki konutun ise 2000 yılı öncesinde yapılmış olması, olası bir İstanbul depreminde ki bilançonun boyutunu şimdiden gözler önüne seriyor.
16 milyona yaklaşan nüfusuna, her yıl ilave 300 binin üzerinde artan nüfusu ve yine her yıl 100 binin üzerinde ki konut üretimiyle tam bir obezite kent görünümünde ki İstanbul’da olası deprem öncesi yapılacakların başında öncelik, İstanbul’dan nüfusu azaltmak olmalı. Bunu da yakın bölge Batı Karadeniz ile yapmak mümkün. Bundan sonra yeni OSB ve fabrikaları Batı Karadeniz bölgesi illerine yönlendirerek, İstihdam ve üretim planlamasında Batı Karadeniz’den mutlaka istifa edilmeli.
Anadolu’da güzel bir tabir vardır. “Bir baba yüz oğul’a bakar. Yüz oğul bir babaya bakamazmış” herhangi bir il yâda illerimizde olabilecek afet için İstanbul yetişir, ancak olası İstanbul afetine diğer illerimizin yetişebilme oranı aynı olmaz. Bunu sadece olası deprem sonrası enkaz ve müdahale olarak algılamamak gerekir. İstanbul sanayisinin ve ekonomisinin uzun zaman ülke üretimine ve ekonomisine hizmet vermemesinin sonuçları çok ağır olur. İstanbul 2 trilyon 202 milyar 156 milyon TL ile en yüksek GSYH’ye ulaşan ve tek başına toplam GSYH’den %30,4 pay aldığını unutmamak gerekir.
HÜSNÜ ÇELİK’İ KAYBETTİK
Sancaktepe’de inşaat ve nalburiye sektöründe faaliyet gösteren Taşköprülü hemşerimiz Şahin Çelik’in oğlu olan, Hatay İŞKUR İl Müdürü Hüsnü Çelik kardeşimizi deprem de kaybettik. Merhum Hüsnü için söylenecek çok söz var. Çok kıymetli yönleri var benim için şüphesiz. Hüsnü, memleketini ve İnsanını çok severdi. Kastamonulu’ya has ve özgü olan çalışkan insanlardır, cümlesi en çok Hüsnü’ye yakışırdı. Masak’ta çalıştığı dönem de Ankara ziyaretlerimde beni kesin arar, abi görüşelim der, genellikle mesai sonrası buluşurduk. Hatay’a gittiği günden itibaren de İstamonu Gazetemizi hep ulaştırmışımdır da. Kastamonu’da toprağa verdiğimiz kardeşimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsalığı diliyorum. Güzel bir babanın güzel bir oğluydu. O babanın da acısını da paylaşıyoruz elbette.
CİHAN KAPUCU GÖREVDEN ALINDI MI?
Bir başka Taşköprülü hemşerimiz Cihan Kapucu’yu kalp krizi sonucu kaybettik. Mekânı cennet olsun. Camiamıza başsağlığı diliyorum. O da çok kıymetli bir büyüğümüz ve önemli bir görev adamıydı. Sultangazi İşkur şubesin de emeği çok olan bir bürokrattı. İnanın bugün ve yarın yeri dolmayacak bir insanı bir insanı daha kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ancak yakın çevresine İŞKUR Sultangazi müdürlüğünden alınmasıyla ilgili serzenişte bulunduğu yönünde söylemler de yok değil.
Bende âcizane merhum Kapucu için sormak istiyorum.
Merhum Kapucu’nun daha önce nüks eden ve bu yönde bir rahatsızlığı var mıydı?
Merhum Kapucu, görevden alındı mı?
Kendisine bir mobing uygulandı mı?
Canını ne sıktı ve neden krize girdi?