Hüseyin Karadeniz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 101 KERE MAŞALLAH

101 KERE MAŞALLAH

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1912 Balkan Harbi’den, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’ne, 11 Ekim 1922’de son bulan Kurtuluş Savaşı’na geçen, 10 yılda soğuk ve sıcak savaşları yokluklar ve yoksulluklar içerisinde amansız bir mücadeleyle cennet bir vatanı bize yurt kılarak emanet eden ecdadı saygı, minnet ve rahmetle yad ediyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

1918 yılı sonlarında Anadolu hem karadan hem denizden işgal kuvvetlerinin kuşatmasıyla karşı karşıya kalır. Mustafa Kemal Atatürk, 1919 yılı baharında Türk milletinin kaderini değiştirecek bir mücadeleye girişir. Amasya, Erzurum ve Sivas’daki çalışmaların ardından Ankara’yı merkez olarak belirler. Anadolu dört bir taraftan işgale maruz kalır. Üç büyük cephede savaş başlar. Ermeniler, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar ve Yunanlılara o günün şartlarında unutamayacakları dersler verilir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu süreçte Kastamonu’nun ne derece stratejik ve önemli bir kent olduğunu gösteren, tarih sayfalarına ve hafızalara kazınan ”Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağım İnebolu’da” sözü ise hep taze, taze olduğu kadar da hep mahzundur.

Sovyet Rusya’nın mühimmat yardımları, açık olan iki liman kentimizden Trabzon ve Kastamonu İnebolu’dan Ankara’ya ulaşması için 7’den 70’e büyük bir mücadele başlar.

Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’nun önemli lojistik merkezi İnebolu Limanı’na getirilen mühimmatın gemilerden tahliyesinde, denk kayıklarıyla kıyıya çıkartılan mühimmat ve askeri malzemeler İnebolu’da kağnılara yüklenerek İstiklal Yolu üzerinden meşakkatli yolculuklarla Ankara cephesine ulaştırılması istenmektedir.

Kayıkla kağnının mucizeler yarattığı İnebolu’ya, Sovyet Rusya’dan gelen 200 bin tona yakın mermi ve mühimmatların güvenlik açısından tercih edilen, ancak yağışlı havalarda çamurla kaplanan eski bir kervan yolu olan İnebolu Kastamonu arasında da başka bir mücadele başlar.

Hamamcı Kadı Salih Reis, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Rahime Kaptanla birlikte isimsiz on binlerce Kastamonulu kurtuluş savaşı kahramanıyla bir ülke ve milletin yeniden doğuşuna katkıları da görev icabı değil, gönül icabı olmuş. İlelebet 101 kere Maşallah

SORMAYALIM MI?

Hazır görev ve gönül icabı demişken; İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası 1881 yılında kurulan Türkiye`de 3’ncü ticaret odasıyken, varlığı nasıl yok edildi. Sormayalım mı?

101 yıl önce İnebolu’nun nüfusu 50 bin iken, bugün neden 20 bin. Sormayalım mı?

Hinterlant olarak İç Anadolu Bölgesi’ne kadar uzanan çok geniş bir coğrafyayı kapsayan, Kurtuluş Savaşı’nın lojistik merkezi İnebolu Limanı, Bugün neden istenilen seviye de değil, ya da bitirilemedi! Sormayalım mı?

2017 yılında ihalesi yapılan Kastamonu-İnebolu yolunun 2020’de bitmesi gerekiyorken, üzerinden bin 300 gün, 4 yıl geçmesine rağmen neden bitirilemedi! Sormayalım mı?

Bölge ticaretine hareket getirecek, seyahat sürelerini, ulaşım maliyetlerini ve karbon salınımının azalmasına katkı sağlayan Tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Karadeniz Sahil Yolu, İnebolu’nun içinde olduğu Kastamonu’da neden buhar oldu. Sormayalım mı?

9 bin 300 kilometre yol ağına sahip Kastamonu’da 6 bin kilometre yol asfaltlanmayı bekliyor. Bu imkanlarla anca 30 yıl da biter. Yolumuz niye yok! Sormayalım mı?

Alın teri kutsaldır, ancak akıl terinin alın terini sömürdüğü bu çağda, halen alın teri dökmek ve gerilemek bize yakışmıyor. Neyse, gurbeti kendisinden daha büyük bir memleketin hiçbir sorununun masaya yatırılmadığı, konuşulmadığı ve gündem edilmediği Kastamonu Günleri’ne devam edelim biz. Sarımsak vaaaar, Pastırma vaaar.  Ver coşkuyu!

Kalın sağlıcakla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!