İklim değişikliği, yanlış arazi kullanımı ve azalan su kaynakları Türkiye’de toprak sağlığını tehdit ediyor. Uzmanlar, “Kaybolan her toprak geleceğimizden eksiliyor” uyarısında bulunuyor.
5 Aralık Dünya Toprak Günü, FAO’nun “Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar” temasıyla toprağın iklim direnci, gıda güvenliği ve sürdürülebilir şehirler için taşıdığı kritik önemi bir kez daha gündeme taşıdı.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre Türkiye topraklarının yüzde 88’i çölleşme riski altında. Artan sıcaklıklar, azalan su kaynakları ve plansız kentleşme, verimli tarım alanlarını hızla daraltıyor. Uzmanlar, 2030’dan itibaren ciddi kuraklık sorunlarının artacağını, 2100’e kadar sıcaklıkların bazı bölgelerde 4–5°C yükselmesinin beklendiğini belirtiyor.
Toprak kaybı yalnızca üretimi değil; gıda fiyatlarını, istihdamı ve yaşam koşullarını da etkiliyor. Türkiye’de tarım arazilerinin yüzde 59’u ve meraların yüzde 64’ü erozyon tehlikesi altında bulunuyor. Azalan üst toprak tabakası verimliliği düşürürken, yanlış tarım uygulamaları ve kontrolsüz kentleşme biyolojik dengeyi bozuyor.
Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, sürdürülebilir tarım ve su verimliliğinin önemine dikkat çekerek, “Toprak yaşamın temelidir. Gıda güvenliği tüm toplumun sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
Toprak ve suyun korunması, gelecekteki gıda güvencesi, ekonomik istikrar ve yaşam kalitesinin devamı için hayati önem taşıyor.

