Türkiye Bal Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Yalçın Sezer, Kastamonu kestane balının dünya geneline mühürlü kutularla ihraç edilen anti-bakteriyel ve iyileştirici özelliği ile kabul gören Yeni Zelenda’daki Manuka balı ile eşdeğer olduğuna dikkat çekti.
Türkiye Bal Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Yalçın Sezer, Kastamonu kestane balının dünya geneline mühürlü kutularla ihraç edilen anti-bakteriyel ve iyileştirici özelliği ile kabul gören Yeni Zelenda’daki Manuka balı ile eşdeğer olduğuna dikkat çekti.
Geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye Bal Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanlığına seçilen Bozkurtlu bal üreticisi Yalçın Sezer, ülke genelindeki ballara marka değeri kazandırmak için çalışma planladıklarını kaydederek, “Türkiye’de butik ballar olarak nitelendirdiğimiz özel ürünlerimiz bulunuyor. Dünya genelindeki çam balının yüzde 95’i Ege Bölgesinden sağlanıyor. Kırklareli civarında meşe balı özel bir kaliteye sahip. Kastamonu kestane balı da dünya genelinde kabul gören birçok hastalığa iyi geldiği gibi anti bakteriyel özelliği ile meşhur olan Manuka balı ile eşdeğer. Ancak gerekli markalaşma, kalite standardı ve reklam çalışmalarını tamamlayamadığımız için hak ettiği değeri görmüyor.” dedi.
Rekolte ve fiyat düşük
Arılı kovan ve ürün çeşitliliği konusunda Türkiye’nin dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almasına rağmen rekolte ve fiyatta yeterli seviyede olmadığına işaret eden Sezer, üretim ile kaliteyi artıracak çalışmalar yapacaklarını bildirerek şunları söyledi: “Arılı kovan bakımından ikinci sırada yer alan ülkemiz bal ve arı ürünleri çeşitliliği bakımından ilk beşte. Flora ve fauna bakımından zengin olmamıza rağmen rekoltemiz düşük. Kovan başına 200 kilogram verim alabilme potansiyelimiz varken 5 kilo ile yetiniyoruz. Tarım alanı ve arazi ilaçlamaları, kullanılan ilaçlı tohumlar hem arı ölümlerine hem de üretilen balın kimyasal atık ile oluşmasına sebebiyet veriyor. Türkiye bu sebeple birçok ülkede bal, polen, arı sütü konusunda kotalı. Örneğin Arap devletlerinde balın kilosu 600 lira ve bin lira arasında değişiyor. Son 10 yılda girdi maliyetlerimiz artmasına rağmen bizde ürün fiyatı aynı. Yanlış uygulamalarla da yurt dışı pazar ağımızı daraltıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımızla ihracatımızı artırmak, gençlerimizin sektöre yönlenmesini sağlamak, bal üreticiliği ve arı eğitimi konusunda üreticilerimizi bilinçlendirme çalışmaları için kapsamlı projeler üretmeyi hedefliyoruz. 2018 yılında 110 bin ton olan bal üretimimizi 4 katına çıkarmayı planlıyoruz.”
Manuka balı, Yeni Zelanda’nın dağlık alanlarında bulunan Manuka çiçeklerinde arıların beslenmesi ile oluşuyor. Anti-bakteriyel ve yaraların hızlı iyileşmesi ile bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayan özellikleri bulunan bu bal Yeni Zelanda’dan tüm dünyaya mühürlü kutularda ihraç ediliyor. Soğuk algınlığı, bronşit, mide ve sindirim sistemi bozukluklarına, ağız, burun kulak iltihabına, yaralanmalar, yanıklar, eklem ağrılarına, bağışıklığı güçlendirmeye, virüslere, mantarlara ve bakterilere karşı iyi geliyor.
Kaynak: İSTAMONU