1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Cide’de sesler yükseldi:

Cide’de sesler yükseldi:

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cide Loç Vadisi’nde 7 yıldır devam eden HES mücadelesi Danıştay tarafından davacı yöre halkının lehine bozuldu. Danıştay 14. Dairesi tarafından verilen esastan bozma kararı bölgede sevinçle karşılandı.

“Biz elimizde kalmış tek parça ekmeği, bir bardak suyu bile paylaşırız”

Cide Loç Vadisi’nde 7 yıldır devam eden HES mücadelesi Danıştay tarafından davacı yöre halkının lehine bozuldu. Danıştay 14. Dairesi tarafından verilen esastan bozma kararı bölgede sevinçle karşılandı.

Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Loç Vadisi Koruma Platformu Sözcüsü Erdinç Ay, “Vadimizde yapılmak istenen HES’e karşı çıkmamızın en büyük nedeni firmanın köylerimizin sosyal ve ekolojik dengesini bozmak istemesi ayrıca projelerinde de açığa çıkan aç gözlülüğüdür. Bizlerin ülkemizin ihtiyacı varken elimizdeki suyumuzu ve ekmeğimizi paylaşmamak gibi bir düşüncesi olamaz. Elimizde kalmış tek parça ekmeği, son bir bardak suyu bile paylaşırız. Baksınlar tarihe, bu zamana kadar devletimizden neyi esirgemişiz.” dedi.

Cide’de yapılmak istenen HES’e, ÇED format belirleme raporunu inceledikten hemen sonra itiraz ettikleri vurgulayan Erdinç Ay, projelerin hukuka aykırı olduğunu iddia etti. Ay, ” Çalışmalar başladığında ÇED raporundaki uygulamaların hayata geçmediğini gördük. Bölge firmanın gelişi güzel çalışmalarına maruz kaldı.” diye konuştu.

“232 kişi dava açtı”

Or-Ya Enerji’nin 2009 yılında Cide’de Hidroelektrik Santral(HES) yapmak için çalışma başlattığını hatırlatan Erdinç Ay, şunları anlattı: ” Projeyi okuduğumuz an itibariyle yaşanabilecek olumsuzlukları fark ettik. Buna rağmen firma yetkililerini derneğimize davet ederek dinledik. Yazılanlarla konuşulanların aynı olması, endişemizin haklı olduğunu kanıtladı. Bilindiği üzere HES yapacak firmaların faaliyete başlamadan yasalarda da belirtildiği gibi öncelikle Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) alması gerekir. Bu onay alınmadan hiçbir kurum ya da kuruluş faaliyete başlayamaz. Bizler ÇED raporundaki yanlışlıkları fark etmemizin hemen ardından hukuki süreci başlattık. 30 Aralık 2009 yılında açtığımız ilk dava; ÇED raporunun iptali davasıdır. Bu davada davacı sayısı 232 kişidir. Kastamonu gibi sessiz duran bir ilde 232 kişiyi kenara bırakın, insanların bir araya gelmesi bile büyük başarıdır. Bu aynı zamanda bizim canımızın ne kadar yandığının göstergesidir. Yine bu sebepledir ki Cidemize özgü sarı yazmamızı baş tacı edip ‘ Sarı yazma isyanda diye’ ilk pankartımızı açtık.”

7 hakim 5 savcı değişti

Ay, hukuki süreç ile ilgili şu bilgileri aktardı: ” Bu güne kadar yaklaşık 10 farklı dava açtık. ÇED raporunun iptali için açtığımız ilk davayı, Kastamonu İdare Mahkemesi 2 yılın sonunda karara bağladı. Mahkeme dilekçemizi ve bilirkişiden gelen raporları dikkate alarak ÇED uygun değildir diyerek iptal kararı verdi. Or-Ya Enerji ise kendi raporlarında 8-9 öğretim üyesi olduğunu, mahkemenin atadığı 3 kişilik bilirkişi heyetinin iptale karar veremeyeceğini belirten dilekçe ile Danıştay’a itiraz etti. Danıştay da bu durumu usulen haklı buldu ve dosyayı Kastamonu İdare Mahkemesi’ne geri gönderdi. İdare mahkemesi bu sefer 7 kişiden oluşan bilirkişi heyeti oluşturarak dosyayı yeniden ele aldı. Yeni heyetin 3 hafta süren raporlamalarının ardından idare mahkemesi bu sefer firmanın HES yapabilmesi noktasında onay verdi. Danıştay’ın bu kararına ise biz itiraz ettik ve 2 yıl süren davanın ardından Danıştay 14.Daire Başkanlığı kararı esastan bozdu. Bu süreç devam ederken firma iş yapma ve çalışma hürriyetinin elinden alındığını iddia ederek bize dava açtı. İlk anda 107 kişi suçlandı ve ifadesi alındı. İfade verenler arasında 7’den 70’e hepimiz varız. Hala 40’ımız yargılanıyor. 13 celse geçti. Dava süresince 7 hakim, 5 savcı değişti. Dosyalar sürekli el değiştirdi. Biz hala yargılanmak için Cide’ye mahkemeye gidiyoruz. Memleketimizi korumak istememizden rahatsız oldular.”

“Devletin işini biz yaptık”

Vadi halkının, HES ile ilgili tüm çalışmaları yakından takip ettiğini bildiren Ay, yetkilileri de yapılan usulsüzlüklere karşı uyardıklarını söyledi. Erdinç Ay, ” HES yapacak firma öncelikle ihtiyaç duyduğu yolları hiçbir kurum ve kuruluşa bilgi vermeden, izin almadan büyütmeye çalıştı. Devletimizi gelişmeler hakkında uyardık. Firmanın bu yüzden 100 bin liranın üzerinde ceza ödediği duyumunu aldık. Çok ilginçtir ki, normalde devletin yapması gereken kontrolleri Loç Vadi halkı yaptı. Şantiye inşaatı için de buna benzer bir durumla karşılaştık. Loç Vadisi’nin en kıymetli tarım topraklarına beton dökerek 300 kişinin konaklayacağı yapı inşa edilmeye başlandı. Firmaya 25 kez bu yapı için gerekli izinleri alıp almadığını sorduk, çalışma ruhsatını bize göstermesini istedik. Ancak firma da bizim hakkımızda Cide Savcılığına 25 kez çalışma hürriyetimizi engelliyor diye şikayette bulundu. Or-Ya Enerji’nin İstanbul Fındıklı’da bulunan yönetim binası önünde 28 gün oturma eylemi yaptık. Girişimlerimiz sonucunda firmanın kaçak HES yaptığı ortaya çıktı. Kastamonu İl Özel İdaresi’nden gelen emirle kaymakamlık 31 Aralık 2010 tarihinde şantiyeyi mühürledi. Ancak olan yine bize oldu 13 celsedir bu konu yüzünden yargılanıyoruz. Görevini yapmayan devlet memurları hakkında da şikayetçi olduk. Mahkeme görevini yapmayan ya da ihmal eden görevliler hakkında mahkumiyet verdi. Usulsüzlükler bununla da sınırlı değil. Mesela şantiyede çalışan işçiler için ÇED raporunda filtreli özel bir kanalizasyon yapılacağı, evsel atıklar ile kanalizasyon hattının Devrekani Çayı’na karışmayacağı yazılıyordu. Vadi halkı bu durumun da tam tersi olduğunu tespit etti. Derenin kenarına bir tuvalet yapılmış ve kanalizasyon deşarj borusu direk dereye bağlanıyordu. Durumu şantiye şefine ilettik. Bizim şikayetçi olmamız gereken bu olayda bizden çalışma hürriyetimiz engellendi diye şikayetçi olundu. Mahkememiz de hala devam ediyor.”şeklinde konuştu.

“Milli Park alanı üzerinde”

HES’in Küre Dağları Milli Parkı’nı kapsayan alanda olduğuna da dikkat çeken Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Loç Vadisi 37 bin hektarlık Küre Dağları Milli Parkı içindedir. Vadinin 68 hektarına HES yapılmaya çalışılıyor. Or-Ya Enerji koskoca milli park içinde bu alandaki HES çalışmalarının çevreye zarar vermeyeceğini iddia ediyor. Ancak durum sanıldığı gibi değil. Elma dolu bir sepet içindeki bir çürük elmanın, zaman içinde sepetteki elmaların hepsine sirayet etmesine benzetebiliriz bunu.”

 

“Tampon bölge yalanı”

“Sözlü beyanlarda milli park alanına asla HES yapılamayacağı bildirilmişti. Gel gelelim siyasi baskılar neticesinde durum değişti. Devlet bize koru diye verdiği alanı bir müddet sonra sanki kendisi yok etmeye çalışıyordu. Bizim ısrarla karşı çıkmamız sonucu, bulunduğumuz bölgenin milli park olmadığı, tampon bölge görevi gördüğü söylendi. Bununla da ilgili bize harita gösterdiler. Köyleri ortasından çizgiyle ayırmışlar. Köylerin üzeri milli park, altı değil. Oysa çevre biliminde böyle bir şey mümkün değil. Loç Vadisi’nde yapılacak yanlış bir proje sadece burayı değil tüm Küre Dağları Milli Parkını etkileyecektir.”

“Sorun can suyunda”

“Devrekani Çayı’ndan yılda ortalama 21 metre küp su akar. Firmanın çektiği set ile suyu kestiğini gördük. Asıl sıkıntı da buradan doğuyor. Toprağın suya en çok ihtiyaç duyduğu Nisan – Ekim ayları arasında Or-Ya enerji dere yatağına1 metreküp su bırakacağını söylüyor. 35- 40 metre enindeki çay yatağına bırakılan bu miktardaki su, bırakın toprağa, ayak yıkamaya bile yetmez. Bu miktar suyla doğadaki hayatın devam edeceğini savunuyorlar. Ben doğacıyım diyen bir firma daha ÇED raporunun en başında dere yatağına %50 su bırakacağım diyerek giriş yapmalı. Dere yatağına bırakacağı her damla suyu kazancından giden bir para olarak görmemeli.”

 

Bundan sonra ne olacak?

“Yargı kararlarından da anlaşılacağı gibi hukuka, yasalara ve mevzuata aykırı bu tür projelerde ısrar etmenin anlamı ve mantığı yok” diyen Ay, “Ülkemizin enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu biliyoruz. Ancak burada dikkate alınması gereken durum; doğa ve çevre dengesinin yerle bir edilmesine karşı çıkmaktı, biz de öyle yaptık. Ben firmanın yerinde olsam, halkın istemediği bir yerde ve kusurlu olduğunu tespit eden raporlarından sonra geriye çekilirim. Firmanın sahibi bu HES projesini gurur meselesi yaparsa projeyi tekrar değiştirebilir, yine masaya sürebilir, yine gelebilir. Ya da lisans hakkını başka bir firmaya satabilir. Başka bir şirketin de vadimize gelerek HES yapmasını beklemiyoruz. LOÇ Vadi halkının birlik ve beraberliği devam ettiği sürece, ata mirası ve gelecekten emanet aldığı bu suyu, bu toprağı, bu kültürü hiç kimseye vermeyeceğini herkes bilmelidir. ” açıklamalarında bulundu.

“Müdahillere binlerce kez teşekkür ederiz”

Zorlu geçen sürecin ardından, Danıştay’ın kararını sevinçle karşıladıklarını ifade eden Loç Vadisi Koruma Platformu Sözcüsü Erdinç Ay, ” Mücadelemizde bizleri yalnız bırakmayan, tek tek isimlerini sayamayacağımız tüm dostlarımıza binlerce kez teşekkür ediyoruz. Özellikle davamıza sahip çıkan müdahillerimiz; Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu’na, TMMOB Peyzaj Mimarları Odasına, Doğa Derneğine, Doğal Hayatı Koruma Vakfına, Cide Ceza Mahkemesi’nde bizleri savunan 10 kişilik gönüllü avukat ordusuna, Karadeniz İsyandadır Platformu ile diğer tüm platform ve sivil toplum örgütlerine müteşekkiriz.” diyerek destek veren herkese teşekkür etti.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!