Geçtiğimiz Cumartesi akşamı beraberindeki heyetle Kağıthane’deki ofisimizi ziyaret eden eski İçişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Devlet Bakanı, MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, haber müdürümüz Murat Güven’in sorularını yanıtladı
Geçtiğimiz Cumartesi akşamı beraberindeki heyetle Kağıthane’deki ofisimizi ziyaret eden eski İçişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Devlet Bakanı, MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, haber müdürümüz Murat Güven’in sorularını yanıtladı.
İSTAMONU ofisine hayırlı olsun ziyareti gerekleştiren Başesgioğlu, geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan ofis açılışına gelmeyi çok istediğini ancak önceden planlanmış programı nedeniyle katılamadığını belirterek, “Bir yıl gibi kısa zamanda oldukça mesafe aldınız, sizleri tebrik ediyor, başarılarınızın sürekli olmasını diliyorum” dedi.
Haber müdürümüz Murat Güven’in Kastamonu eksenli ve gündeme dair sorularını da yanıtlayan Başesgioğlu, Kastamonulu olmanın kendisi için bir ayrıcalık olduğunun altını çizerek hemşerilerinin kendisine gerek bakan, gerekse muhalefette iken her zaman vefa duygusunu yaşattıklarını söyledi.
Kastamonulular arasında gelmiş geçmiş en etkin siyaseti olmasının kendisine nasıl bir sorumluluk yüklediğinin sorulması üzerine Başesgioğlu, “Siyasette bu kadar uzun kalmak elbette insana büyük sorumluluklar yüklüyor. Size oy versin veya vermesin tüm hemşerilerinizi kucaklamanız lazım. Onlara önderlik etmeniz, bilinçlendirmeniz lazım” diye konuştu.
Toplum-siyaset ilişkisinin nasıl yönleneceğine birlikte karar verilmesine vurgu yapan Başesgioğlu,
“Benim başımdan bir sürü hadise geçti. Hatırlarsınız, aday olduğum meclis başkanlığı seçimi benim kazanabileceğim bir seçimdi. O seçimlerde 2 Kastamonu Milletvekili bana oy vermemişti. Kastamonu lobisi işin ciddiyetini anlasaydı, sahip çıksaydı bu iş rahatlıkla olurdu. Siyasette rekabet her zaman vardır ama Kastamonu menfaati söz konusu olduğunda akan suların durması lazım gelir” şeklinde konuştu.
İcracı bakanlıklarda bulunup iktidar partisinde siyasete devam ederken, muhalefet partisi MHP’ye geçmesinin tenzili rütbe anlamına gelip gelmeyeceği sorusuna ise Başesgioğlu, “Hayır, hiç öyle düşünmüyorum. Önemli olan memleketinize, milletinize hizmet etmektir. Zaten ben AK Partiden ayrıldıktan sonra siyaseti bırakma düşüncesindeydim. Devlet Bey (Bahçeli)’in ‘sizin nöbetiniz henüz bitmedi’ ısrarlarıyla MHP’ye katıldım ifadelerini kullandı.
Başesgioğlu AK Parti’den ayrılmasının sebepleriyle ilgili ise şunları söyledi: “AK Partiye girmemi Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan çok arzu etti.
O günün şartları içerisinde merkez sağ partiydi. Cumhurbaşkanımızın da Başbakanımızın da görüşleri buydu. Açık açık ilkelerimizi, dünya görüşlerimizi konuştuk. 2007’den sonra sapmalar oldu ve yollarımızı ayırdık. Körü körüne bir yerde kalmak benim tabiatıma uymaz.
Benim AK Parti’den ayrılışımın birçok nedeni var ve bu kamuoyuna yansımadı. Ben ve partideki diğer arkadaşlar da bu konuda ketumiyet içerisinde olduk. Aile toplantıları içerisindeki konuşmaların her zaman kamuoyuna yansıtılması doğru olmaz. AK Parti’den ayrılışımın nedeni 2009’da başlamıştır. Yönetim anlayışındaki farklı düşüncelerimiz ve özellikle de dış politika konusundaki o gün yeni yeni tezahür etmeye başlayan devletimizin müktesebatına uygun olmayan bir dış politika seçeneği. Kuzey Irak ile Suriye ile dış politika uygulamalarını Türkiye açısından hiç uygun görmedim.
Bugün maalesef biz terör örgütü ve bölücü başı ile Türkiye’nin anayasal sistemini, onların özerklik statüsünü ikinci dili ve ikinci bayrağı konuşur hale geldik. Bu durum iktidarın terör örgütü ile mücadeleyi tam ve gerekli şekilde yapamadığını gösterir.” PKK’nın silah bırakarak sınır dışına çıktığına ilk günden beri inanmadığını söyleyen Başesgioğlu, “Sınır dışına çıkmak yerine metropollerde yığınak yapıyor, hazırlık yapıyorlar. Çıktı denilenler hasta, yaşlı ve örgüte yeni katılanlardır. 3 bin’e yakın yeni militan ‘polis olacakları, özel güvenlik olacakları yalanlarıyla kandırılarak PKK’ya dahil edildi” dedi.
Başesgioğlu Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız’ sözlerinin sorulması üzerine, “Milliyetçilik, milletini sevmek, milleti kutsal evrensel değerler ile bütünleştirmektir.
Nasıl Fransız milliyetçiliği varsa bizim de milliyetçiliğimiz var. Milliyetçilik duygusu bizim yaşama irademizdir. Bizim milliyetçiliğimiz emperyalist olmamıştır. ‘Sağı solu dağıtalım, toprak toplayalım’ şeklinde olmamıştır. Hoşgörülü, vatanseverlik anlamında tadında bir milliyetçiliktir.
Bu milliyetçilik Balkan Savaşları’nda, Kafkaslar’da, İstiklal Savaşı’nda, göçlerde oluşmuştur. Bu tarihin acı tecrübesi bizde milli bir duygu yaratmıştır. Bu bizi bir arada tutan bir tutkaldır. Şimdi bunu ayaklar altına aldık demek tarihteki bütün kutsal değerleri aşağılamaktır aslında. Bizim dinimizde vatan sevgisi imandandır ‘kavminizi sevin’ diyor dinimiz. Ama bu çok incitici, Türk gençliğini de idealsiz, ülküsüz, edepsiz bırakacak bir şeydir. Bunu yerine ne koyacaksınız? İnşallah bir gün düzeltir bunu Sayın Başbakan” dedi.
Bölücü başı Abdullah Öcalan ile görüşülmesini de eleştiren Başesgioğlu, “Anaların gözyaşları dursun tamam ama bunu kimle görüşüyorsunuz? Hiçbir demokratik ülkede açlık grevi yapılarak devlete dayatma yapılamaz. Açlık grevlerinin sonlandırılması hareketini bölücü başına yaptırdılar. Bu onu daha da güçlendirmek, örgüte hâkimiyetini göstermek için bilinçli olarak yapıldı. Bölücü başının mektupları, Diyarbakır mitingi… Bunların hepsi yanlıştı. Şuanda yapılan işlerin hiçbiri kanunlara uymuyor hepsi suç teşkil ediyor. Açılım politikasını destekleyen hiçbir Milli Güvenlik kararı yok” diye konuştu.
Başesgioğlu, TSK’nın pasifize edildiği iddialarının hatırlatılması üzerineyse, “Türkiye’nin her zaman güçlü bir TSK’ya ihtiyacı olmuştur. Son yaşanan olaylar tabii zafiyet yarattı. Gün gelecek bu da ortaya çıkacaktır” dedi.
Kastamonspor’un amatör kümeye düşmesiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Başesgioğlu, KSK’ da futbolcu olarak da oynadığını hatırlatarak şöyle konuştu: “Milletvekilliği ve bakanlık dönemlerimde sürekli destek oldum. Benim Spordan sorumlu Devlet Bakanı, merhum Hasan Doğan’ın TFF Başkanı olması denk gelmişti. O sezon KSK’nın 2. Lig’e çıkmasını çok arzulamıştık. Ama olmadı, bazen şans da lazım. İnşallah önümüzdeki sezon tekrar profesyonel lige çıkarız” dedi.
Başesgioğlu, merhum Hasan Doğan’ın çok yakın arkadaşı olduğuna vurgu yaparak, kendisini erken kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını, yaşasaydı Türk futboluna büyük hizmetler vereceğini sözlerine ekledi.