Almanya’da 15 yıl çalıştıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapan Dadaylı hemşerimiz Hasan Fettah, işveren tarafından devlete yatırılan primlerin kendisine ödenmediği gerekçesiyle Alman Çalışma ve Sosyal Bakanlığı’na dava açtı. Durumdan 2 milyon gurbetçinin mağdur olduğunu öne süren Fettah, “Davaya 2 milyon insan müdahil olsun, birlikte yürütelim” dedi
Türkiye’ye kesin dönüş yapmasının ardından primlerinin eksik yatırıldığını fark ettiğini belirten Fettah, bireysel girişimlerinden sonuç alamaması nedeniyle 2013 yılı Aralık ayında İstanbul’da Uluslararası Hak Arama Derneği’ni (UHAD) kurduğunu söyledi.
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Karadeniz’e yaptığı açıklamada, ortada hak ihlali olduğunu belirten Fettah, Alman makamların kendi koyduğu kanunlarla çeliştiğini ifade etti.
“Milyonlarca Türk’ün hakkı gasp ediliyor”
Münih’te1973 yılından Türkiye’ye dönüş yaptığı 1988 yılına kadar bir metal firmasında çalıştığını belirten Dadaylı hemşerimiz Hasan Fettah, işverenin 15 yıl süreyle Alman Sosyal Sigortalar Kurumu’na işveren ve işçi payı ödediğini söyledi.
Yurda kesin dönüş yapmalarının ardından kendilerine sadece işçi payından ödeme yapıldığının farkına vardıklarını ifade eden Hasan Fettah, “1988 yılında eşimle beraber Türkiye’ye döndük. Bize 1991 yılında 28 bin Mark ödeme yapıldı. Primlerimizin yalnız çalışandan kesilen kısmının ödendiğini 2000’li yıllarda öğrendik. Yasalara göre emekli sigortasına ödenen primlerin işveren ve işçi paylarının beraber ödenmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Kendisiyle aynı dönemde Türkiye’ye kesin dönüş yapan yaklaşık 2 milyon Türk işçisine, işveren primlerinin ödenmediğini ve bu primlerin Alman emeklilik kasasında biriktirildiğine dikkat çeken Fettah, “Primlerin iade edilmesi için Alman Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na defalarca müracaat ettim. Alman yetkililer işveren primlerine el koyma gerekçelerinin, Alman Sosyal Kitabı 6’nın 210. maddesinin 3.bendine olduğunu söylediler. Ancak, bahsi geçen maddede böyle bir ifade yer almıyor.” açıklamalarında bulundu.
Primlerin Türk emekçisine iadesi için dava açtığını söyleyen Fettah, “ Bu davaya Almanya’dan Türkiye’ye dönmüş yaklaşık 2 milyon insanın müdahil olmasını isterim. Milyonlarca Türk işçinin bu yolla hakkı gasp ediliyor.” dedi.
AB ülkelerini mahkemeye vereceğiz
“Biz sadece primlerle ilgilenmiyoruz. En büyük problemlerden biri de vize olayı. Vize için 2000 yılında Almanya’ya karşı 1 milyar dolarlık dava açtım. AB ülkeleri 40 yıldan beri Türkiye’den vize parası alıyor, her yıl 600 milyon Euro… Bu paranın toplamını İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarına hesaplattıracağız, bütün AB ülkelerini mahkemeye vereceğiz. Aslında Türklere vize diye bir engelleme konulamaz. 1987 yılı Aralık ayından itibaren serbest dolaşım hakkı var. Ama Almaya 1980’de keyfi olarak Türklere koyduğu vizeyi kaldırmadı ve diğer ülkelerde peşinden geldi.”
“Gurbetçi haksızlığın farkında bile değil”
Fettah, Almanya’da çalışan Türklerin ülkelerine döndüklerinde işverenin yatırdığı emeklilik primlerinin iade edilmemesinin kanunsuz olduğunu belirten Alman hükümetinin, diğer ülke vatandaşlarına tolerans tanıdığını belirterek şunları söyledi: “Son 30 yılda Avrupa ülkelerinde çalışıp Türkiye’ye gelenlerin sayısı 1,8 milyonu buluyor. Eksik ödenen prim miktarı ise kişi başına ortalama 50 bin Euro. Sigorta primlerini yasal yollara başvurarak eksiksiz alabilenlerin sayısı bin 200 civarında. Bu rakamın önemli kısmını İsviçre ve Danimarka gibi ülkeler oluşturuyor. Halen onlarca dava ise devam ediyor.”
“Uluslararası anlaşmalara aykırı”
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan 1963 Ankara Anlaşması ve buna bağlı olarak 1973 yılında imzalanan Katma Protokolü’nün 38. maddesinin 2. bendinde “Türk uyruklu işçilere yaşlılık, ölüm ve sakatlık gelir ve aylıkları ile işçi ve Topluluk içinde oturan ailesine sağlanan sağlık hizmetleri yönünden, çeşitli üye devletlerde geçen sigorta veya çalışma sürelerinin birleştirilmesine imkan verecektir” ifadesinin yer aldığını hatırlatan Hasan Fettah, şu bilgileri verdi: “Bunun ötesinde Avrupa Birliği Adalet Divanı da, birçok kararında, hiçbir AB üyesi ulusal yasaları bahane ederek Avrupa Hukuku’nun ihlal edilemeyeceğini vurgulamıştır. Ayrıca Almanya ve Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye olan ülkeler 1969 yılında imzaladıkları ‘Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi”nin İç hukuk ve andlaşmalara riayet’ başlıklı 27. maddesinde ‘Bir taraf bir andlaşmayı icra etmeme gerekçesi olarak iç hukukunun hükümlerine başvuramaz’ ibaresi yer alıyor. Kaldı ki Türkiye’deki 506 sayılı Sosyal Sigorta Kanunu’nda da ‘Almanya’daki emeklilik primleri aktarılır. Aktarılan primler, borçlanma miktarı ile mahsup edilip artan kısım, sigortalıya iade edilir’ ibaresi vardır. Aynı hüküm, Alman sosyal güvenlik kanunlarında da var.”