AK Parti Tuzla İlçe Başkan Yardımcısı Murat Demir ile siyaset, spor, STK, Kastamonu ve Tuzla’yı konuştuk.
İlçe teşkilatında uzun yıllardır birçok birimde görev alan Cideli hemşerimiz işadamı Murat Demir, çevresinde bulunanların kendisini ısrarla ikna etmeye çalıştığını anlatarak, önümüzdeki genel seçimlerde milletvekilliğine aday olabileceğinin sinyalini verdi.
Yerel seçimlerde halkın tepkisini sandıkta ortaya koyduğunu ifade eden Murat Demir, “Geçirdiğimiz dönem genel seçim olsaydı, inanıyorum ki AK Parti’nin oy oranı yüzde 55’in altında olmayacaktı.”dedi.
Demir, Tahsin Babaş’ın belediyecilik tecrübesine ve projelerine güvendiğini belirtirken, AK Parti Kastamonu İl Teşkilatı kadrosunda eksikliklerin olduğuna dikkat çekti.
Kas-Der ve Kaskon’un yönetimini sergiledikleri tutumlar sebebiyle eleştiren Demir, son olarak önümüzdeki dönemde Tuzlaspor yönetiminde yer almayacağını işaret etti. Murat Demir’in konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Başarının sırrı disiplin
“Başarı asla tesadüf değildir. Seçimler gelir geçer ama AK Parti’de siyasete ara verilmez yani AK Parti’de siyaset bitmez. Başarının sırrı disiplinli olmaktan geliyor. Parti içinde görev alan herkesin birbirine olan saygısı görülmeye değer niteliktedir. Tuzla’da da seçim öncesi yoğun yürütülen çalışmaların meyvesini sandıkta aldık. AK Parti, Tuzla’da birinci parti olarak en yakın partiye 11 bin fark attı. Tabi bu fark sıradan olmamakla birlikte Başkan Şadi Yazıcı’nın çalışmalarına halk nezdinde bir teşekkür mahiyetinde idi. Aydınlı’daki seçimlerde daha önce 2. partiydik, bu dönemde ilk kez birinci olduk. Bu gelişmeler bizim açımızdan çok önemli.
Türkiye’den kopya çekiyorlar
Halk, medyada yer alan parti alehine haberlere itimat etmedi.17 Aralık operasyonuyla başlayan AK Parti’yi karalama kampanyaları, sadece partili olarak bizlerin değil, halkımızın da tepkisini çekti. Görüldüğü gibi tepki sandığa yansıdı ve Türkiye genelinde 48 ilde birinci, 30’a yakın ilde de ikinci parti olduk. Artık insanlar neye inanıp, neye inanmayacağını çok iyi biliyor. Bu yerel seçimler genel seçim olsaydı, inanıyorum ki; AK Parti’nin oy oranı yüzde 55’in altında olmayacaktı. Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a duyulan güven ve sevginin sadece teşkilatlarımızdan değil, tüm Türkiye’den olduğu, sandıkta açık ve net görülmüştür. İnsanlar gerçekten artık lafa değil, icraata bakıyor. Biz 2002 yılı öncesi çok zor dönemler geçirdik. Ama 2002 yılından sonra bu ülkenin şartları değişti. Güven ve istikrarla başlayan süreç size daima çıta yükseltmenizi öngörür. Tüm ülkelerin Türkiye’ye bakış açısı değişti. Yurtdışı ziyaretlerimde bunu yakinen görmüş ve şahit olmuş biriyim. Bu istikrar 5 yıl daha sürerse, Türkiye dünya ekonomisinin ilk 10 devi olacak nitelikte. Dünya artık Türkiye’den kopya çekiyor.”
Tahsin Babaş’a güveniyorum
Başbakan’ın seçime 5 gün kala Kastamonu’da miting yapması sandığa yansıdı. Bu etki Kastamonu’da Tahsin Babaş ismini daha da güçlü kıldı. 20 yıl başka parti tarafından yönetilen Kastamonu, bugün AK Parti’ye geçmiş ve artık AK kadroların hizmet anlayışıyla yönetilecektir. Tahsin Babaş’ın Kastamonu için önemli bir isim olduğunu düşünüyorum. Kendisiyle tanıştım, çok iyi bir insan. Belediyecilik tecrübesine de güveniyorum. Birçok proje açıkladı. Seçime kendini çok iyi hazırlamış, gece gündüz durmadan çalıştı. Milletvekillerimizin 2-3 katı performans sergiledi öylede olması gerekiyordu Allah yolunu açık etsin inşallah.”
Kadro zayıf
Tuzla’daki siyasi çalışmalarla kıyasladığında Kastamonu il teşkilatındaki kadroların zayıf olduğunu iddia eden Demir şunları söyledi: “İl Başkanımız Metin Çelik çok efendi biri ancak kadrosunun iyi olduğunu düşünmüyorum. İlde tam anlamıyla bir bütünlük göremedim. Kadronun zayıf olduğu, aralarında kopukluk olduğu hemen göze çarpıyor. İl ve ilçeler arasında iletişim sorunu yaşanıyor. Seçim sürecinde 3 gün boyunca Cide ve Kastamonu’da çeşitli toplantılar tertip ettik. Vekillerimizin seçim dönemindeki çalışmalarının il odaklı olması, ilçelerin yalnızlık hissine kapılmasına sebep olmuş, bunu gözlemledik. Bu sistemi doğru bulmuyorum. Kastamonu’da milletvekilinin gitmediği hiçbir ilçe kalmaması lazım. Milletvekili kimseden davet beklemeden görev bilinciyle tüm ilçelere aynı desteği vermelidir. İl ve ilçe teşkilatları arasında da bazı zafiyetler oldukça fazla.”
Bölünerek çoğalamayız
Kas-Der ve Kaskon arasında çatışma olduğunu, devreye akil adamların girmesi gerektiğini vurgulayan Demir şöyle konuştu: “Kas-Der Genel Başkanı Latif Çilingiroğlu’nun ‘Birleşmeyi sağlayamazsam görevi bırakırım’ beyanatı askıda kalmış görünüyor. Keşke sözde kalmasaydı. Toplumumuzun bu tür birleşmelere ihtiyacı var. Yasalara göre federasyon ve konfederasyon öncelikli. Kas-Der bu iki seçenekteki yerini belirleyemedi. Bence bu çekişmede daha akil adamlar devreye girmeli, Kastamonu Kalkınma Vakfı etkin olmalı ve bölünerek çoğalmaktan kurtulmalıyız. Derneklerde etiket ve siyaset anlayışıyla başkanlık yapılmamalı. Kaskon Genel Başkanı Selami Çelebioğlu, başından bu yana birliktelik ruhu sergileyemedi. Konfederasyon diyoruz ama son yerel seçimlerde tek bir siyasi parti için çalışıldı. Oysa siyasetle ilgilenen tüm Kastamonululara eşit mesafede yaklaşılmalıydı. Seçim öncesi Latif Bey’in Kadir Topbaş’ın katıldığı kahvaltı programındaki tutumunu da oldukça yersiz buldum. Seçim takvimi belli, Kas-Der olarak tüm şubeleri toplayıp ve geniş katılımlı bir toplantı yapmalıydı. Nerede, kaç tane vasıflı hemşerimiz var tespit edilip, listeye sokulabilirdi. Bunların hiçbiri yapılmamış, böyle bir toplantı bile düşünülmemiş, adaylar açıklanmış, seçim dönemi gelmiş; büyükşehir adayına sitem ediyorsunuz. O gün orada bulunan saygın işadamlarımızın da rencide olduklarını düşünüyorum. 28 yıllık çınar Kas-Der Feshane’den Feshane’ye gündem olmayacak kadar büyüktür. Bunu herkes gibi yönetenler de anlamalı. Kas-Der eriyor şubelerinin birçoğu pasif durumda. Silkinme ya da kabuğumuzu kırma zamanı geldi hatta geçiyor. Birilerinin Kas-Der’i hareketlendirmesi lazım.”
Memleketime bir nebzede olsa hizmet etmek arzusundayım
Siyasette talep etmenin önemine dikkat çeken Demir, şu açıklamalarda bulundu: “İstanbul’da geçtiğimiz dönem 84 milletvekilinden sadece 2 tanesi Kastamonulu. Oysa aday adayı olanların sayısı geçtiğimiz dönemlere göre daha fazlaydı. Kastamonuluların içerisinde artık bu işlere layık olan insanların çoğunlukta olması yeterli değil. Talep etmekte gerekir. Çevremin de ısrarlı söylemleri karşısında, siyaseti dürüst olarak uzun süreli yapayı düşünüyorum. Çünkü bizlerin şirket olarak, aile olarak Başbakanımıza borcu var. O, bu ülke için hayatını ve her şeyini ortaya koyarken bizler geri durmamalıyız. Tam tersi ülkemiz, geleceğimiz, çocuklarımız için siyasetin tam içinde olmalıyız. Başbakanımıza yapılan karalama kampanyalarından sonra anladım ki, özellikle işadamları olarak gelişen ve değişen Türkiye’de siyasette bizlerin de var olması gerekiyor. Başbakanımıza omuz vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Gönlüm ister ki genel seçimlerde Kastamonulu birçok aday adayı çıksın. İnşallah ta öyle olur. İstanbul’daki ve Kastamonu’daki milletvekillerimizin de artık kendi toplumlarıyla daha barışık ve iç içe olmaları gerekir ki bu sayıları arttıralım. Bizler, şahsi menfaatlerini yok sayan, sadece hizmet etme arzusu içerisinde, ufku açık olan arkadaşlarımıza top yekûn destek olmalıyız. İktidar partisi ile yeni atılımlar için; İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlerdeki tüm sivil toplum örgütlerimizle birlikte harekete geçmemiz gerekiyor.”
Aynı zamanda Tuzlaspor Yönetim Kurulu Üyesi olan Murat Demir, Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’nın tavsiyesi üzerine girdiği yönetim kadrosunda yeni dönemde önemli bir gelişme olmadığı takdirde yer almayacağını, siyasi ve iş hayatına öncelik vereceğini de kaydetti.