Boom Makina Yönetim Kurulu üyesi Altan Yavuz, Türkiye’nin kalkınma vizyonunda iş makinası sanayisinin stratejik önemine dikkat çekerek, bu sektörün savunma sanayii kadar ulusal bir öncelik olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.
Yavuz, “Bir ülkenin kalkınması yalnızca savunma gücüyle değil; üretim, altyapı, enerji ve sanayi kapasitesiyle de doğrudan ilişkilidir. Savunma sanayi nasıl ki bir ülkenin bağımsızlık teminatıysa, iş makinası sanayii de o ülkenin üretim gücünün, altyapı kabiliyetinin ve ekonomik bağımsızlığının temel taşlarından biridir” ifadelerini kullandı.
Ancak Türkiye’de iş makinası sanayisinin hâlâ hak ettiği stratejik önemi tam anlamıyla göremediğini belirten Yavuz, sektörün ülke kalkınmasındaki kritik rolüne dikkat çekti.
“İş Makinaları, Üretimin ve Altyapının Belkemiğidir”
Yavuz, iş makinalarının tarımdan madenciliğe, inşaattan lojistiğe kadar hemen her alanda üretimin doğrudan aracı olduğuna vurgu yaptı.“Bir ülkenin kendi ekskavatörünü, dozerini, vinç veya yükleyicisini üretebilmesi, sadece ekonomik değil, jeopolitik bir güç göstergesidir. Bu makinalar olmadan ne altyapı yatırımları sürdürülebilir, ne de doğal kaynakların etkin şekilde işlenmesi mümkündür” dedi.
Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmanın ne kadar kritikse, iş makinası sanayisinde de aynı önemin geçerli olduğunu belirten Yavuz, yerli üretimin cari açığı azaltacağı ve teknolojik bağımsızlık sağlayacağına dikkat çekti.
“Sanayi Ekosistemini Güçlendiren Bir Alan”
Yavuz’a göre iş makinaları sektörü, yüksek katma değerli yapısıyla yüzlerce alt tedarikçi firmayı besleyen geniş bir sanayi ekosistemine sahip. “Motor üretiminden hidrolik sistemlere, elektronik kontrol ünitelerinden çelik konstrüksiyonlara kadar uzanan bu yapı, ciddi bir istihdam ve teknoloji üretim alanıdır” dedi.
Savunma sanayisinde elde edilen Ar-Ge ve yerli üretim kabiliyetlerinin iş makinası sektörüne entegre edilmesi halinde çift yönlü bir sinerji doğacağını belirten Yavuz, dayanıklı malzeme teknolojileri ve elektronik sistemlerin iki alan arasında paylaşılabileceğini ifade etti.
“Türkiye, Bölgesel Üretim Üssü Olabilir”
Küresel iş makinası pazarının 200 milyar doları aştığını hatırlatan Yavuz, ABD, Japonya, Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerin bu sektörleri devlet politikalarıyla desteklediğini söyledi.
Yavuz,“Türkiye’nin coğrafi konumu, sanayi altyapısı ve mühendislik birikimi düşünüldüğünde, bölgesel üretim üssü olma potansiyeli oldukça yüksektir” dedi.
Bu potansiyelin gerçeğe dönüşebilmesi için, iş makinası üretiminin ulusal sanayi stratejisinin bir parçası haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Yavuz, devlet destekleri, Ar-Ge teşvikleri ve ihracat kolaylıklarının önemine değindi.
“Geleceğin Güçlü Ülkeleri, Kendi Altyapısını Üretebilenlerdir”
Altan Yavuz açıklamasını şu sözlerle tamamladı;“Savunma sanayii, bir ülkenin güvenliğini nasıl garanti altına alıyorsa, iş makinası sanayii de o ülkenin üretim ve kalkınma güvenliğini sağlar. Bu nedenle iş makinası sektörü yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, ulusal bir strateji olarak görülmelidir. Türkiye, savunma sanayiinde gösterdiği vizyonu iş makinası sanayine de yansıtmalıdır. Çünkü geleceğin güçlü ülkeleri, hem kendini savunabilen hem de kendi altyapısını üretebilen ülkelerdir. İş makinası sanayisi, bir ülkenin gizli gücüdür; göz ardı edilmemeli, edilmesine de göz yumulmamalıdır. Çözüm, tıpkı savunma sanayiinde olduğu gibi, yurt dışında değil kendi ülke sınırlarımız içinde aranmalıdır.”

 
							

 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					