Yaşar Kızılkum
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ POLİTİKASI -1

EKONOMİ POLİTİKASI -1

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

         EKONOMİ BİLİMİ

 

Milli gelir, para arzı, enflasyon, işsizlik, toplam arz ve toplam talep gibi ekonominin tümünü ilgilendiren konular makroekonominin uğraşı alanına girer. Mikroekonomi denildiğinde ise toplumu oluşturan tek tek bireylerin ve tek tek firmaların ekonomik sorunlarıyla uğraşan alt dal anlaşılır. Örneğin tüketici dengesi, firma dengesi, bireysel talep, firma arzı gibi konular mikroekonominin uğraşı alanına girer.

 

EKONOMİ POLİTİKASININ AMAÇLARI

 

            (1) Maliye politikası, (2) Para politikası.

 

BÜTÇE

            Bütçe kanununun üç temel özelliği vardır.

·          Bütçe kanunu bir yılı kapsayan geçici bir kanundur.

·          Hükümete yetki veren bir yetki kanunudur.

·          Diğer kanunlardan farklı olarak tahminler içerir.

 

TÜRKİYE’DE PARA POLİTİKASI

Yabancı sermaye yüksek faizlerden büyük paralar kazanmak için kısa vadeli olarak gelmektedir. Faizleri beğenmediği zaman parasını alıp gider. Gittiğinde, kurlar yükselir, faizler artar ve ekonomide kriz çıkar.

            Para politikası, fiyat istikrarını sağlamak ve kollamak amacıyla piyasadaki para miktarını denetlemeyi hedefleyen bir araçtır.

 

Mali Sistemin Boyutu

Kurları düşük tutan Merkez Bankası değildir. Aksine, daha da düşmesini önleyen Merkez Bankası’dır. Merkez Bankası sisteme giren dövizlerin bir kısmını almasa döviz kurları daha da düşecektir. Dolayısıyla, Merkez Bankası, döviz rezervleri artarken, kurları düşük tutmakla suçlanamaz.

 

            Türkiye ekonomisindeki en büyük olumsuzluk kamu kesiminin borçlanma ihtiyacıdır. .                           

 

TÜRKİYE’DE PARA VE SERMAYE PİYASASI   

Son derece yüksek borçlanma talebiyle piyasada bulunan hazine, bu tavrıyla bankaları da etkilemekte ve bankalar ellerindeki fonları özel kredilere dönüştürmek yerine daha az riskli gördükleri hazineye aktarmayı tercih etmektedirler.

 

Dış Ticaretin Yapısı  

            Genel kanının aksine, Türkiye şikâyet edilecek boyutta tüketim malı ithal eden bir ülke değildir. Genelde tüketim malı ithalatı toplam ithalat içinde yüzde 9–10 paya sahiptir.

            “Türkiye tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline gelmiştir” savı da geçerli değildir. Tarım ürünleri ithalatının toplam ithalat içindeki payı 1996 yılında yüzde 5 iken 2002 yılında 3,3’e düşmüştür.

            Türkiye’nin ithalatının yüzde 80’inden fazlası imalat sanayi mallarıdır. Türkiye giderek sanayi malları ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Tarım ürünleri ihracatı ancak yüzde 5-6’sı civarındadır. Üretimin temel amacı tüketimdir. Ekonomik refah tüketim yoluyla sağlanır.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

İstamonu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!