BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis, asgari ücretin tespitinde yoksulluk sınırının göz önüne alınmasının gerektiğini söyledi.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis, asgari ücretin tespitinde, açlık sınırının değil yoksulluk sınırının göz önüne alınmasının gerektiğini söyledi. Ülkedeki işsizlik oranın fazla olmasının yüksek ücretin önünde engel olduğunu kaydeden Yelis, kayıt dışı istihdamla mücadele edilmesi ve üretim ekonomisine geçilmesi gerektiğini belirtti.
Yelis açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Kayıt dışı istihdamla mücadele edilmeli
“Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) üye 187 ülkenin yüzde 90’ında asgari ücret uygulanmaktadır. Covid 19 salgınından önce bile küresel çapta 266 milyon insan asgari ücretin altında gelir elde etmekteydi. Asgari ücret politikalarının etkili olması ve uygulanabilmesi için kapsamlı bir önlemler paketi uygulanmalıdır. Kayıt dışı istihdamla mücadele edilmeli, kayıt dışı çalışanların ise kayıt içi çalışmaları sağlanmalıdır.”
Asgari ücret çalışanların yarısını ilgilendiriyor
“30 milyonluk iş gücümüz içinde 25 milyon istihdam edilen ve kısmi çalışma kapsamında olanlarla ve ücretsiz izin kullandırılanlar haricinde aktif 21 milyon çalışanımız bulunmaktadır. Ülkemizde 7 milyon civarı çalışanın asgari ücret alması tespit edilecek asgari ücretin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Asgari ücrete yakın ücret alanlarda değerlendirildiğinde neredeyse çalışanlarımızın yarısını açıklanacak rakam ilgilendirmektedir.”
Üretim ekonomisine geçilmeli
“Ücretlerdeki artış için en önemli şart işsizliğin oranının düşük olmasıdır. Ülkemizdeki işsizlik oranının yüksek olması, yüksek ücretin önündeki en önemli engeldir. TUİK’in açıkladığı resmi işsizlik yüzde 12,7, tarım dışı işsizlik yüzde 14,9 ve genç işsizlik yüzde 24,9 oranındadır. Geniş anlamdaki işsizlik oranı ise yüzde 25’i aşarak 10 milyon işsiz sınırını zorlamaktadır. Bu tablo dahi üretim ekonomisine geçişin ne denli önemli ve acil olduğunu bize göstermektedir.”
Artış oranı ortalama ücretlere yansımadı
“Asgari ücrette reel olarak ciddi oranda artış olsa dahi ara sınıf ücretler yükselmemiş ve de asgari ücret ortalama ücret haline gelmiştir. Asgari ücretteki son 10 yıllık yüzde 276 artış oranı ortalama ücretlere yansımamıştır. Vergi dilimlerindeki matrahın ücret artışına paralel olarak arttırılmaması ise, bırakın ücretlerdeki vergi yükünü azaltılması beklentisini karşılamayı, vergi yükünü daha da fazlalaştırmıştır. Temel ücret haline dönüşen asgari ücretin tespitinde, zikrettiğimiz tüm hususlar ile açlık sınırı değil, yoksulluk sınırı göz önüne alınarak asgari ücret tespit edilmelidir. Bütçe gider artış oranı olan yüzde 22 nispetinde bir artış ile 2 bin 855 lira ve vergi dilimlerindeki düzeltmelerle birlikte asgari ücret en az net 3 bin lira olmalıdır. Ekonomik sistem talep eksikliği olduğu zaman sıkıntıya düşer. Asgari ücretin artması ekonomiyi sıkıntıya sokmaz, zekatını vermekte zenginin mal varlığını eksiltmez.”